Sevgili Gençler,
2015 yılında “ Kargı’nın İncisi’ndeki ilk yazıma” yazı teklifini aldığımda nasıl heyecanlandığımı anlatarak başlamıştım. Bu yılki yazıma babam Hüsnü Kaplan’ın ebediyete intikali nedeniyle dualarımla ve sizlerden de dualarınızı isteyerek başlayacağımı bilemezdim .
Vefat nedeniyle geldiğim memleketimde okul müdürümüz Halil Dağ, bu yıl da yazmamı teklif ettiğinde yazı konum belliydi. Hocaların hocası Aliye öğretmenim üzerinden gençlere, öğretmen öğrenci muhabbetinden bahsedecektim. Benim gibi; pek çok saçı ağarmışın, artık dünü hatırlamaktan keyif alan hemşerilerimin gönüllerine bir damla mutluluk serpecektim.
Hemşerim Celil Tatlı 10 Eylül 2015 günü arayıp, Aliye öğretmenle telefonla görüştüğünü ve öğretmenimin adımı söyleyerek beni sorduğunu söylediğinde mutluluğumu tahmin edersiniz. Büyük bir ödül almışlık ruh haliyle, eğitimim sırasında karşılaştığım tüm güçlükleri unuttum ve yorgunluklarım geçti. Öğretmeninizin adınızı tam 40 yıl sonra hatırlamasının ne kadar özel ve güzel olduğunu siz de ancak 40 yıl sonra, belki de öğretmen olursanız daha iyi anlayabilirsiniz. O günlerde yaptıklarınız için de, bugünkü jestiniz için de size müteşekkirim öğretmenim.
1972-1975 yıllarında Kargı’da genç bir öğretmen olarak görev yapan Aliye Hanım; pek çok öğrencinin yüreğine de dokunmuş, çok sevilen birisi olmuştur. Gördüğü bu sevgi, onun kargı ile olan gönül bağını kuvvetlendirmiştir. Aliye öğretmenin sadece üç yılda iz bıraktığını hatırlayacak pek çok dönem arkadaşım vardır, onların bir kısmı Kargı’da ve sizin çevrenizde; Mustafa Kaplan, Şaban Birol, Ahmet Endoğru, Mahmut Gülcan, Ümit Kurt, Kamil Efe, Orhan Camcı, Sacit Bacak, Muhsin Kahraman... Büyük bir bölümü ise başka şehirlerde yaşıyor...Emine Gedik, Nihal Bektaş, Cemil Sözen, Mehmet Erdoğan, Mete Oğuz, Şevki Gözübüyük, Sadık Hayta, Yavuz Temizel …. Bu fırsatla, vatan nöbetinde şehit olan yeğenim Burak Kaplan’ı, aramızdan ayrılan dönem arkadaşımız Yaşar Atay’ı rahmetle anıyorum.
Öğretmenimiz, kısa vadeli düşünüyorsan buğday yetiştir. Orta vadeli bakıyorsan ağaç dik, uzun vade için insan yetiştir yaklaşımına uzun yıllar emek vermiştir. Emeklerine saygıyla…
Bazı hemşerilerimiz ara sıra bizi sıkıştırırlar daha etkili bir makamda olmamız için. Aranan değerli mi olmaktır, önemli mi? Nizamül mülk’ ün değer verdiğim bir tavsiyesine atıf yapmam belki anlamlı olabilir. “İyi sultanlar bilginlerle düşüp kalkarlar, iyi bilginler sultanlarla düşüp kalkmazlar”
Muhatap gençler ise ve amaç eğitimse inançlarımıza sadakatin makamlardan kıymetli olmasından bahsedebiliriz. Bir hikaye herhalde yerinde olur.
Arabanın lastiği akıl hastanesi önünde patlar. Şoför aracı zor bela kenara yaklaştırır. Gerisi malum. Kriko, stepne, bijon anahtarı, söküm derken söktüğü bijonlara ayağı çarpar ve yağmur mazgallarına düşer. Mazgal çok ağır ve sıkışıktır. Açamaz. Bijonlar gitmiştir. Çaresiz kaldırıma çöker. Olayın başından beri akıl hastanesinin demir parmaklıkları arkasından, pencereden durumu izleyen deli sorar. Ne yapıyorsun? Sorma kardeş, lastiği değiştirirken bijonları mazgala düşürdüm, stepne lastiği takamıyorum der. Cevap gelir. Çaresi var , 3 lastikten birer bijon sök, stepneyi tak, seni lastikçiye götürür. Adam sevinerek denileni yapar ve arabayı çalıştırınca tabelayı fark eder ve sorar. Senin orada ne işin var? Deli cevap verir. Biz burada salaklıktan değil, delilikten yatıyoruz.
Kıymetli Gençler,
Eserleri yeni nesiller olan öğretmenlerinizi mutlu etmek isterseniz, , lütfen iyi insanlar olunuz. İyi insan olmanın en önemli mükafatı mutlu olmaktır. Bu ise para, pul, mevki makamla sağlanamaz. Derginizin adı gibi inci olmanızı dilerim.
Öğrencilerim bilir, üzerinde konuştuğum, çok özel değer atfettiğim kelimeler “Çeşitlilikte denge, ümit var ve merhametli olmaktır”. Geçen yılki yazımda çeşitlilikte denge üzerine birkaç satır yazmıştım. Bu defa da sizleri iyimser olmaya davet etmek isterim. Unutmayın büyüklerimiz; “ şikayet dertleri, şükür nimeti artırır” derler.
Kıymetli Öğretmenlerimiz,
Sizler öğretim de başarı için, nitelikli bir değerler eğitiminin ön şart, ama yeter şart olmadığını iyi biliyorsunuz. 34 yıllık mesleki tecrübem, üniversiteye kadar gelmeden, ama özellikle de ilkokul, ortaokul, ve lise yıllarında değerler eğitiminin çok önemli olduğunu öğretti. Sizlere, değerler eğitimine çok küçük bir katkı sunma fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim.
Kıymetli Anadolu Liseliler,
Her sabah Afrika’da bir ceylan uyanır. En hızlı aslandan daha hızlı koşması gerektiğini bilir yoksa öldürülecektir. Her sabah Afrika’da bir aslan uyanır. En yavaş ceylandan daha hızlı koşması gerektiğini bilir, yoksa aç kalacaktır. Aslan ya da ceylan olmanız fark etmez. Güneş doğduğunda koşmaya başlasanız iyi olur.
Sizleri sevgi ve saygılarımla kucaklıyorum.
19 Mayıs 2017, Antalya.
Prof. Dr. Mustafa KAPLAN
Akdeniz Üniversitesi / Ziraat Fakültesi
Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölüm Başkanı