Günlerdir nefeslerimizi tuttuk ve müjdeyi bekliyorduk. Tahminler havalarda uçuşuyordu. Ama büyük ölçüde ülkemizin Karadeniz veya Akdeniz’de yürüttüğü sondaj çalışmalarından netice aldığın dair tahminler vardı. Hamdolsun, Karadeniz’de Fatih Sondaj gemimizin Tuna 1 sahasında büyük bir doğalgaz rezervine ulaştığı sayın Cumhurbaşkanı tarafından açıklandı. Kesinlikle bu beklememize değen bir müjdedir. Aramalar devam ediyor ve inşallah daha pek çok yeni müjdeler de bunu takip edecektir. Ortaya çıkan bu yeni durum, bu haliyle bile Türkiye açısından çok farklı bir lige yükselme, farklı bir sınıfta olmak anlamına geliyor. Enerjide dışa bağımlı bir ülke olmaktan, kaynaklarının büyük bir kısmını kendisi üreten bir ülkeye doğru emin adımlardır bunlar. İşin elbette muazzam bir parasal boyutu vardır. Dış ticaret açığımızın önemli bir kısmı enerji için gitmektedir; enerjiyi ithal ikamesi ile temin ediyor olmamız ülke için tüm üretim maliyetlerini yükseltmekte ve dünya pazarlarında payımızı hak ettiğimiz yerin altına çekmektedir. Önümüzdeki üç yıllık süreçte bu rezervin büyük ölçüde kullanılabilir hale gelmesiyle ekonomik açıdan nefes alma imkânı artacaktır.
İşin ekonomik tarafını önümüzdeki günler içinde uzmanları anlatacaklardır. Her şeyin hesabı kitabı ortaya konacaktır. Ancak bir de ekonomik olmayan tarafı vardır o da, milli moral ve motivasyona etkisidir. Dışa bağımlı olduğunuz alanlar önemli hale geldikçe, uluslararası ilişkilerinizde de bu bağımlılık ilişkilerinin etkileri hissedilir. Nitekim savunma sanayiindeki dışa bağımlılığımız bölücü terör örgütüne yönelik harekâtlarımızı bile etkiliyor ve çoğu zaman etkin ve verimli bir mücadele çok arzu etsek bile mümkün olamıyordu.
Almanya’nın Türkiye’ye parasıyla verdiği tankları, silahları kullandırmadığı günleri şöyle bir anımsayalım. Müttefikimiz ABD’nin PKK/PYD’ye tırlar dolusu silah ve mühimmat aktarırken terörle mücadele etmememiz için hala bize silah satmak istemediğini, S 400 aldık diye ortağı olduğumuz F35 projesinden çıkardığını unutmayalım. Şükür artık silah sanayiinde o kadar büyük bir bağımlılığımız yok, kendi ihtiyaçlarımızı büyük ölçüde üretiyoruz da eyvallah etmiyoruz. Ama, doğalgazı çevre ülkelere sürekli bir şantaj vasıtası olarak kullanan Rusya’ya, soğuk günlerde kendi ihtiyacını bahane ederek Türkiye’yi terbiyeye yeltenen İran’a, her vesile ile bize kazık atmaya kalkışan Suudilere güvenmemiz gerekmeyecek.
Bize enerji kaynakları üzerinden şantaj yapmalarına, ihtiyacımız olan enerji kaynaklarını satmak için istedikleri fiyatları dikte etmelerine de imkan ve ihtimal olmayacak. Bütün bunlardan dolayıdır ki, bu ülkenin bir vatandaşı olarak bizleri bu günlere taşıyanlara medyunu şükran olmamız son derece doğaldır. Doğalgaz bulunduğu için eşsiz bir sevinç, dışavurumu içinde bulunmamız normaldir. Bize bu güzel müjdeyi veren Cumhurbaşkanımıza, doğalgaza ulaşmamızda emeği olan herkese sonsuz teşekkürler.