Türkmen, "Memeyle ilgili şikayeti olan hastalar üç sebepten dolayı doktora başvurur: Ağrı, memenin ucundan akıntı, kitle: Bunların arasında en sık başvuru sebebi kitledir ve ağrıdır. Kanser en sık ağrısız beze şeklinde kendini gösterir. Memedeki kitlelerin büyük bir kısmı (% 85’i) iyi tabiatta (benign) kitlelerdir." dedi.
MEMEDE KİTLE NASIL ANLAŞILIR?
Kitlelerin çoğunlukla kendi kendine muayene ile bulunduğunun altını çizen Musa Türkmen, konuya ilişkin açıklamasında şunları ifade etti:
"Hastalar bu kitleleri kendileri bulduktan sonra doktora başvurduklarında büyük bir kısmında gerçekten kitle tespit edilir, bir kısmında ise her hangi bir kitlenin varlığı tespit edilemez. Memenin parmaklar arasında sıkıştırılarak muayenesinde meme dokusu sanki kitleymiş izlenimi verir. Hastaların kendi muayenelerinde buldukları kitlelerin gerçek kitle olma olasılığı yaş arttıkça artar. 30 yaş altında yanılma payı daha fazladır. Çünkü gençlerde meme dokusu daha yoğun (dens) olduğundan meme bezleri hasta tarafından kitleymiş gibi algılanabilir, yinede ayırımı doktor yapmalıdır.
40 yaş üstü kadında muayenede ele gelen bir beze aksi ispatlanıncaya kadar kanser olarak kabul edilmeli ve bu yönde ileri tetkikler yapılmalıdır. Ayrıca memedeki kanserlerin % 30’u 50 yaş altında olduğundan genç hastalardaki kitlelerin de kanser olabileceği göz ardı edilmemelidir. Kitlenin özellikleri ve hastaya ait özellikler (kanser riskini artıran faktörlerin varlığı) göz önüne alınarak ileri tetkik yapılmalı ve kanser olmadığı ispatlanmalıdır.
Kitleler yaklaşık 1 cm.den büyük ve yüzeysel ise ele gelebilir, derin kitleler daha zor bulunur. Genç hastalarda tespit edilmesi daha zordur. Memenin üst dış tarafında daha fazla salgı dokusu olduğundan hasta bu bölgede memenin kendi dokusunu kitleymiş gibi zannedebilir. Kitleler genellikle üst dış kadranda bulunur, meme kanserleri de büyük oranda bu bölgede bulunur.
MEMEDE KİTLE VE AĞRI
Memenin iyi tabiatlı kitleleri genellikle ağrılıdır, hassasiyet ve gerginlik yapar. Çoğunlukla düzgün çeperli, hareketli kitlelerdir.
Kanserli hastaların %80’inde tesadüfen bulunan ağrısız kitleler vardır. Memedeki habis kitleler ağrısız, sert, pütürlü ve düzensiz çeperli, cilde yapışık veya göğüs duvarına yapışık ise hareket ettirilemeyen karakterdedir. Bazı tip kanserlerin görünümü ve muayene bulguları ise iyi karakterli kitleyi taklit eder.
Kitlelerin iyi ve kötü olmasının ayırımı doktor muayenesi ve gereğinde başka ileri tetkiklerle yapılmalıdır.
MEMEDEKİ İYİ HUYLU KİTLELER:
Kistler: İçi sıvı dolu kesecikler şeklindedir. Ağrılı olabilir. Adet öncesi dönemde artabilir ve memelerde gerginlik ve hassasiyete sebep olabilir. Tedavi gerektirmez, büyür ve hastayı çok rahatsız ederse enjektörle (ponksiyonla) boşaltılabilir. Bazı kistlerin içerisinde katı (solid) alanlar varsa bu kistler önemlidir ve tetkik gereklidir
Fibrokistler: Çoğu zaman net bir beze gibi ele gelmez. Memenin dokusu yoğun olarak ele gelir. Kistler büyürse ele gelir. Menopoz öncesi kadınlarda daha sıklıkla görülür. Hormon tedavisi almayan menopoz sonrası kadınlarda nadirdir. Sebep olarak memelere östrojen (kadınlık hormonu) hormonunun etkilerinin fazla olması ileri sürülmüştür. Ağrı ve hassasiyet vardır. Adet periyoduna uyan ağrı vardır (periyodik ağrı). Menopoz sonrasında devamlı ve periyodik olmayan ağrı vardır.
Eskiden fibrokistik hastalık, reclus hastalığı gibi isimleri vardı. Ancak günümüzde hastalık olarak kabul edilmediğinden fibrokistik değişiklikler adı verilir. Çoğunlukla mikroskopik (gözle görülemeyen) kistler vardır. Bazen kistler büyüyebilir. Önem arz etmez, tedavi gerektirmez.
Fibroadenom: Çoğunlukla 1-2 cm büyüklüğünde, hareketli, kauçuk kıvamında, düzgün yüzeyli ve şekilli çok görülen kitlelerdir. Muayenede hareketli olduklarından meme faresi adı da verilir. Genç yaşta sık görülür. 50 yaş üstü tarama mamografilerinde de nadiren rastlanır. Genellikle 2 cm. civarında büyümeleri durur. Menopozdan sonra küçülme gösterebilir. Bazen birden fazla ve iki taraflı olabilir.
MEMEDE KİTLE TEHLİKELİ MİDİR?
Basit fibroadenomlarda kanserleşme riski yoktur. Bazı hızlı büyüyen kompleks fibroadenomlarda risk artışı vardır.
Muayeneyle kolaylıkla fibroadenom lehine düşünülebilmekle birlikte USG ve 40 yaş üstü mamografi gerekebilir. MR çoğunlukla gereksizdir. İyi huylu olduğundan emin olunan kitleler 1 yıl süreyle 6 ayda bir, sonra yılda bir kontrol gerekir. Hızlı büyüyen, bazı bulguları atipik olan kitlelere biyopsi gerekir (kalın iğne biyopsisi).
10-18 yaş arasında genç yaş (jüvenil) fibroadenomu olabilir. Hızlı büyüyorsa çıkarılır.
5 cm. üzerindekilere dev fibroadenom denir. Sıklıkla, bazen kötü huylu olabilen filloid tümörlerle karışabilir, kalın iğne biyopsisi yapıldıktan sonra çıkarılmalıdır.
İntraduktal papillom (süt kanalı polipleri): Çoğunlukla iyi huyludur fakat kötü huylu da olabilirler. İlk başlangıçta iyi huylu olsa da büyüdükçe kanserleşme oranı yüksektir. Bazen tek, bazen çok sayıda olabilirler. İyi huylu bezeler arasında düşük bir oranı oluşturur. Meme başına yakın olanlarda kitle küçükken memenin ucundan akıntı görülebilir, uzak olanlar ele gelen beze şeklinde kendini gösterir. Her bir tipi değişen derecede kanserleşme riski taşıdığından papillomu çıkarmak gerekir, çıkarmak hem tanı hem de tedavi sağlar.
MEMEDEKİ KÖTÜ HUYLU KİTLELER
Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Memede bir kitle görüldüğünde gerek muayeneyle, gerek tetkik yöntemleriyle aksi ispatlanana kadar kötü huylu kabul edilmelidir. Aksi taktirde zaman kaybı hastanın aleyhine olacaktır. Muayenede sert, fiske (yerinden güç oynatılabilen), cilde yapışıktır. Hızla tetkik ve tedavi edilmelidir.
MEMEDE KİTLE TEDAVİSİ NASIL OLMALI?
Memedeki kitlenin tedavisi çok genel bir tanımdır. Takip ve tedavi kitlenin büyüklüğüne, cinsine, özelliklerine ve hastanın yaşına, taşıdığı risk faktörlerine göre değişir. Hasta genç ve herhangi başka risk faktörü taşımıyorsa, muayene ve tetkiklerde iyi huylu olduğu kesinse, 2 cm. den küçükse takip edilir. Hastada meme kanseri açısından risk faktörleri varsa, 40 yaş üzerindeyse, muayenede ve tetkiklerde kötü huylu olduğu hakkında şüphe varsa ince iğne biyopsisi veya kalın iğne (keskin iğne-trucut) biyopsisi yapılmalıdır. Mümkünse trucut biyopsi tercih edilmelidir. Bu işlem doku tanısı konulduktan sonra ameliyat gerekip gerekmeyeceği hakkında fikir verir. Böylelikle hem tanı için hem tedavi için olmak üzere 2 kez ameliyat olmanın önüne geçilir. İğne biyopsisi sonucunda kitlenin iyi huylu olması durumunda takip edilir, hızlı büyüyorsa ve hastada risk varsa yalnızca kitle çıkarılır. İğne biyopsisi sonucunda kötü huyluysa meme kanseri prensiplerine göre tedavi edilir."
Sevil Sınayuç