Artrit eklemleri etkileyen ağrılı rahatsızlıkları tanımlamak için kullanılan bir terimdir. 200’den fazla artrit türü vardır. En yaygın görülen türü osteoartrit ve romatoid artrittir.
Tüm artritlerde görülen belli başlı ortak belirtileri; tutukluk, ağrı, şişme ve eklem hareketlerinin kısıtlanmasıdır.
Artrit genelde yaşlılarda görülmekle birlikte, gençleri de etkileyebilmektedir. Yaklaşık 1000 çocuktan birinde artrit görülmektedir. Her yıl 12 Ekim Dünya Artrit günü olarak kabul edilmektedir. Romatoid Artrit hastalığı hakkında bilinmesi gerekenler şunlardır…
ROMATOİD ARTRİT NEDİR?
Romatoid artrit (RA), iltihaplı romatizmadır ve en sık görülen mikropsuz iltihabi eklem hastalığıdır. Romatoid Artritte simetrik eklem tutulum paterni ile karakterize olan ve sebebi bilinmeyen kronik, sistemik, enflamatuar bir bozukluktur. Patolojisinin ana bölgesi eklemlerin sinovyumudur, yani eklemlerin zarıdır, ayrıca kıkırdak, kemik, tendon ve bağlar/liflerde hasar oluşabilir. Sinovyal dokular inflame ve prolifere olabilir, kemiği, kıkırdağı ve bağları invaze eden bir kalın zar (pannus) oluşturur ve buralarda hasarlanma ve deformiteler/eklemlerde şekil bozukluğuna yol açar. Genelde simetrik bir şablon oluşturur, yani vücudun her iki tarafında da eklem tutulumu görülmektedir.
ROMATOİD ARTRİT NASIL BAŞLAR?
Romatoid Artrit genelde eklemlerde ağrı, şişkinlik gibi semptomlarla, haftalar, aylar içinde tutulan eklem sayısı veya sinsi başlangıç gösterir. Birkaç hafta veya ay içinde simetrik dağılımı söz konusudur.
ROMATOİD ARTRİTTAKİ EKLEMLERİN SİMETRİK TUTULUMU İLE NE KASTEDİLMEKTEDİR?
Simetrik tutulum vücudun her iki tarafının benzer olarak tutulumudur, yani vücudun sağ ve sol tarafında tutulum olmaktadır.
ROMATOİD ARTRİT HASTALARINDA KAN TAHLİLLERİNDE TİPİK LABORATUAR BULGULAR NELERDİR?
Tanı açısından Romatoid Faktör (RF) ve Anti-siklik sitrülinli peptid (anti-ccp) antikoru pozitifliği önem taşımaktadır. Özellikle anti-ccp Romatoid Artrit için %98 spesifiktir. Aktif Romatoid Artrit hastasının eritrosit sedimantasyon hızı (ESR) ve C-Reaktif protein (CRP) değerleri yüksekliği söz konusudur.
ROMATOİD ARTRİTTE EKLEM DIŞINDA BELİRTİLER NELERDİR?
Bunları extra-artiküler belirtileri olarak adlandırırız. Yüksek veya kronik ateş, lenf bezleri şişkinliği, kilo kaybı, halsizlik, cilt lezyonları, gözde iltihaplanma, kalp, akciğer ve nörolojik tutulumu gibi septomlar söz konusu olabilir.
ROMATOİD ARTRİT GENELDE NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Hastalığı temelden yok etme şansımız yoktur. Kullanılan yöntemler iltihaplı romatizmayı ve eklem hasarını azaltmaya yönelik tedavilerdir. İltihabı kontrol altına almak ve kurutmak için uzun etkili ilaçlar kullanılır, örneğin Metotreksat, Salazoprin, Plaquenil ve Arava gibi. İlaveten 1998’den beri kullanılan enjeksiyon ve enfüzyonlar (Enbrel, Humira veya Infliksimab/Mabthera gibi ilaçlar) son 15 yılda etkileri ile önem taşımaktadır. Bu ilaçların tümünün belli aralıklarla izlenmesi ve gereken kan tahlillerin yapılması önemlidir. Tedavi hastaya özel planlanır; bunda da hastalığın şiddeti, eşlik eden sağlık problemleri ve bireysel ihtiyaçlar ön planda tutulur. Özellikle akut alevli dönemlerde ilgili eklemlerin istirahati önerilir. Akut dönem dışında, hastanın kendini iyi hissettiği zamanlarda dengeli olarak verilmiş egzersizler hastaya yarar sağlar. Eklemlerin fonksiyonlarının korunmasında, deformitelerinin engellenmesinde “splint” adı verilen bazı basit atel ve cihazlardan yararlanılabilir. Ayrıca bazı kuralları uygulayarak da deformiteleri önlemeye yardımcı olabilirsiniz:
İş yaparken küçük eklemlerden çok büyük eklemlerinizi kullanmaya dikkat edin. Örn; Kapı açarken elinizle değil kolunuzla itin, ya da kavanoz açarken parmaklarınızla değil elinizle açın. Yükü tek bir eklem yerine birden fazla ekleme dağıtmaya çalışın. Örn; bir kitabı kaldırırken bir değil iki elinizle tutup kaldırın. Eklemlerinizi en “doğal” pozisyonunda kullanmaya çalışın. Aşırı bükme ve zorlanmalardan kaçının. Bazı hastalarda deformiteleri düzeltmek, ağrıyı azaltmak ya da eklemleri kullanabilir duruma getirmek için cerrahi gerekebilir. Tedavi kararlarının tüm aşamalarında hekim ve hasta arasında sıkı bir iş birliğine ihtiyaç vardır."
Sevil Sınayuç